Dünya Sağlık Örgütüne göre sağlık; bireyin fiziksel, zihinsel ve sosyal bir bütün olarak tam bir iyilik halidir. Bireylerin fiziksel sağlığı ise vücuttaki tüm organ ve dokuların sağlıklı olması ile mümkündür. Bu nedenledir ki ağız ve diş sağlığını bozan faktörler bireyin vücut sağlığını da doğrudan etkilemekte, diş çürükleri ile dişeti hastalıkları; kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon, kemik erimesi, şeker hastalığı ve kadınlarda erken doğum ve düşük doğum ağırlığı risklerini artırmaktadır.
Kötü ağız hijyeninin yol açtığı diş çürükleri ve dişeti hastalıklarından korunmada öncelikle kişiler kendi sağlıklarının bilincinde olmalı ve bireylere düzenli fırçalama alışkanlığı, diş ipi kullanımı, beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi ve düzenli olarak diş hekimine gitme alışkanlığının kazandırılması gerekmektedir.
Etkili bir diş fırçalama işlemi dişlerin görünen yüzeylerinin temizliğini sağlamakla birlikte, bakteri plağının diş aralarından uzaklaştırılmasını sağlamaz.Bu nedenle diş araları günde bir kez tercihen gün sonunda diş ipi ile temizlenmelidir. Diş ipi günlük ağız bakımının ayrılmaz bir parçası olmalıdır.
Diş sağlığımız için bol bol peynir, süt ve yoğurt tüketmeli, şekerli yiyecekleri tükürük akışının en yoğun olduğu ana öğünler sırasında yenmelidir. Sağlıklı ve güzel diş ve dişetleri için öğün aralarında da abur-cuburla değil elma, havuç gibi iyi yıkanmış, taze meyve ve sebze ile beslenmeliyiz.
Çürüğü engellemenin başka bir yolu da dişlerin çürüğe karşı direncini artırmaktır.Diş yüzeylerine diş hekimi tarafından fluor uygulanması suretiyle dişler daha dirençli hale getirilir. Fluor birçok besinde doğal olarak bulunan bir elementtir. Fluor elementinin uygun dozda ve sürekli olarak ağız ortamında bulunması diş çürüğü oluşumunu engeller.Özellikle başlangıç halindeki çürüklerde diş minesinden kaybolan minerallerin tekrar kazanılmasını ve hasar görmüş diş dokusunun güçlenmesini sağlar.
Ayrıca özellikle erken yaşlarda diş çürüklerinin genellikle azı ve küçük azı dişlerinin çiğneyici yüzeylerinde bulunan ve fissur adı verilen çukurcuklarda başlaması nedeniyle dişhekiminin uygun gördüğü durumlarda bu çukurcukların üzeri fissür örtücülerle kapatılarak, çürük oluşumunun başlaması engellenir. Fissur örtücü uygulamaları dişin minesine yapıldığı için lokal anesteziye de gerek duyulmaz.
Çürüğü engellemenin başka bir yolu da dişlerin çürüğe karşı direncini artırmaktır.Diş yüzeylerine diş hekimi tarafından fluor uygulanması suretiyle dişler daha dirençli hale getirilir. Fluor birçok besinde doğal olarak bulunan bir elementtir. Fluor elementinin uygun dozda ve sürekli olarak ağız ortamında bulunması diş çürüğü oluşumunu engeller.Özellikle başlangıç halindeki çürüklerde diş minesinden kaybolan minerallerin tekrar kazanılmasını ve hasar görmüş diş dokusunun güçlenmesini sağlar.
Ayrıca özellikle erken yaşlarda diş çürüklerinin genellikle azı ve küçük azı dişlerinin çiğneyici yüzeylerinde bulunan ve fissur adı verilen çukurcuklarda başlaması nedeniyle dişhekiminin uygun gördüğü durumlarda bu çukurcukların üzeri fissür örtücülerle kapatılarak, çürük oluşumunun başlaması engellenir. Fissur örtücü uygulamaları dişin minesine yapıldığı için lokal anesteziye de gerek duyulmaz.
Diş çürüğünün ve diş eti iltihabının öncelikli sebebi bakteri plağıdır. Bakteri plağı; dişlerimizi düzenli olarak fırça ve diş ipiyle temizlemediğimiz takdirde diş yüzeyinde oluşan ve içinde bol miktarda bakteri ve besin artığı bulunduran yapışkan bir tabakadır. Diş taşı ise, bakteri plağının dişler üzerinden uzaklaştırılmaması halinde tükürükteki kalsiyum tuzlarının plağa yapışması ile gelişen sert birikintilerdir. Diş taşları diş fırçası ve diş ipi ile uzaklaştırılması mümkün olmayan birikintilerdir.Diş taşları sadece diş hekimleri tarafından profesyonel temizlik ile kaldırılabilir.Diş taşı varlığında sağlıklı diş etlerinden söz edilmesi mümkün olmadığı gibi diş taşları ve ilerlemiş dişeti hastalığı nefesin de kötü kokmasına sebep olmaktadır.
Bir diğer husus da özel bakıma ihtiyacı olan bireylerin ağız ve diş sağlığı sorunlarıdır. Engelli bireylerin ağız ve diş bakımları genellikle ihmal edilmekte olup, bu hususta ailelerin yeterli bilince sahip olmadıkları görülmektedir. Engelli çocuklarımızı dişleri sürer sürmez en az 6 ayda bir dişhekimine götürmeli ve günlük ağız bakımlarını yapmayı asla ihmal etmemeliyiz.